
Sincan'dan bir görünüş (Şehitler Parkı)
SİNCAN YILDIZ KUDÜS ÇADIRI=28 ŞUBAT
1. Bölüm
Bekir Yıldız'ın seçim mitingi (Mart 1994)
HADİSELER DİYARI SİNCAN’A DOĞRU
Bu uzun mevzuunun konu başlığı 28 ŞUBAT olsa da, 28 ŞUBAT’ın en önemli ayağı olan Sincan’da hadiselere ve 28 ŞUBAT sendromuna girmeden önce, daha önce Sosyal Demokrat Başkan
Aziz Gürsoy’un 5 yıl nasıl idare ettiği? sorusunu sorduracak kudretteki Sincan Belediye Başkanlığı’nı 29 Mart 1994’te devralan ve adından, ileride hep RPli Başkan diye bahsedilecek POST-Modern Darbe’nin mağdur Kahramanı Bekir Yıldız, bu devirle birlikte, Sosyal Demokratlar adına ne varsa devirmeye başlayacaktı.
Yıldız’ın ilk ve en öncelikli işi bu yönde olunca, karşı tarafındakiler, O’ ne yapsa ona karşı bir etkinlik(!) ortaya koyacaklardı. Bu etkinlikler, Yıldız’ın icraatları ve zamanla ortaya ansızın çıkan, aslına bakıldığında daha ahlâki olmasına rağmen, devlet aleyhtarlığı, kurum düşmanlığı gibi anlaşılan, Hindi-içki yasağının garnitür verdiği TEKEL, 28 Şubat faslına ta ötelerden Bayrak açma yarışını başlattığı o günlerde bilinemeyen Tokuştepe manzaraları, içinde SOL yazdığı ve Orak-Çekiç sakladığı iddia edilen Fatih Tuğra Anıtı yıkımları, SOL’un adamları(!) için yaptırılan parklara, Türk’ün ve İslâm’ın kardeşi Çeçen adı verilmeleri.. Vesaire; bütün bahane ve şahaneler toplanarak hesap katlandırıldıkça katlandırılacaktı.
Sonrası malûm.. Bu türlü işlerin bana göre bir takım mesnetsizliğinden, ömrüne bin yıl ömür biçilen bir 28 Şubat doğacaktı.. Ama bin yıl yaşayabilecek mi? Ucu nereye dayanacak ve vebalini nasıl ödeyecekti?
Oralara gelmeden, isterseniz söz öncesi, şu hazırlık dönemine bir bakalım..
HADİSELER DİYARI SİNCAN’A DOĞRU
Bu uzun mevzuunun konu başlığı 28 ŞUBAT olsa da, 28 ŞUBAT’ın en önemli ayağı olan Sincan’da hadiselere ve 28 ŞUBAT sendromuna girmeden önce, daha önce Sosyal Demokrat Başkan Aziz Gürsoy’un 5 yıl nasıl idare ettiği? sorusunu sorduracak kudretteki Sincan Belediye Başkanlığı’nı 29 Mart 1994’te devralan ve adından, ileride hep RPli Başkan diye bahsedilecek POST-Modern Darbe’nin mağdur Kahramanı Bekir Yıldız, bu devirle birlikte, Sosyal Demokratlar adına ne varsa devirmeye başlayacaktı.
Yıldız’ın ilk ve en öncelikli işi bu yönde olunca, karşı tarafındakiler, O’ ne yapsa on
a karş
ı bir etkinlik(!) ortaya
koyacaklardı. Bu etkinlikler, Yıldız’ın icraatları ve zamanla ortaya ansızın çıkan, aslına bakıldığında daha ahlâki olmasına rağmen, devlet aleyhtarlığı, kurum düşmanlığı gibi anlaşılan, Hindi-içki yasağının garnitür verdiği TEKEL, 28 Şubat faslına ta ötelerden Bayrak açma yarışını başlattığı o günlerde bilinemeyen Tokuştepe manzaraları, içinde SOL yazdığı ve Orak-Çekiç sakladığı iddia edilen Fatih Tuğra Anıtı yıkımları, SOL’un adamları(!) için yaptırılan parklara, Türk’ün ve İslâm’ın kardeşi Çeçen adı verilmeleri.. Vesaire; bütün bahane ve şahaneler toplanarak hesap katlandırıldıkça katlandırılacaktı.
Sonrası malûm.. Bu türlü işlerin bana göre bir takım mesnetsizliğinden, ömrüne bin yıl ömür biçilen bir 28 Şubat doğacaktı.. Ama bin yıl yaşayabilecek mi? Ucu nereye dayanacak ve vebalini nasıl ödeyecekti?
Oralara gelmeden, isterseniz söz öncesi, şu hazırlık dönemine bir bakalım..
IŞINLI GECELERİN GELİŞİNE SEBEBLER
27 Şubat 1994 yerel seçimleri RPli belediye başkanları için de, RP için de önemli bir dönüm noktasıydı. Türkiye geneli gösterilen başarıdan belki de en büyük payı alanlardan birisi de Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'dı.. Bundan dolayıdır ki Yıldız, ilk başkanlık yılında da, devam eden yıllarda da bir çok önemli ve dikkate değer zevattan ziyaretler almış, aldıkça da başkanlığının daha çok farkına varır olmuştu. Belki, işte bu aşırı farka varış, O'nu daha çok heyecana sevketmiş, sonra da malum hadiseler yumağı içinde kördüğümle karşılaşmıştı..

Yıldız'ın hatıralarına önem verdiği Çeçen, Türkmenistan, Azeri, Batı Trakya Türkleri gibi kardeş ülke temsilcileri bir taraftan geliyor, öte taraftan da hemşehrisi Oltan Sungurlu, İstanbul Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, Şiran Belediye Başkanı Osman Karaca, Nizam-ı Alem Ocakları Başkanı Emir Kuşdemir, Gümüşhane Belediye Başkanı Naim Ağaç, Türkiye Yazarlar Birliği Başkanı D. Mehmet Doğan gibi ülke içi yetki ve etki sahibleri yenileriyle yer değiştire değiştire gelmeye devam ediyorlardı. Sincan'daki Sivil Toplum Kuruluşları veya Oda Başkanlıkları'ndan plaket alıyor, Hatta bir rüyanın üzerine üç oğula vasiyet eylenen ve merkez mezarlıkta harcanmak üzere 9 bin mark tahsil eden ilk belediye başkanı oluyor.. Doğrusu Bekir Yıldız için çok şeyler oluyor idi..
Ta ki o meşum ana, Yıldız'ının kayıp düşeceği o Işın'lı gecelere kadar. İşte ne olduysa o gecelerin başlarında oluyor.. Günlerce kendisine inzivai bir hayatı mecbur kılan başlangıç ile bu hayatı mahpus damlarında buluşturan bitiş arasındaki o son mukadderat çizgisi; dışarıya gün, görev, hizmet ve hatta hak-hukuk ve imtiyaz vermez bir kalın duvar halini alıyor..
Sadece kendini savunmaya mümessil, O' "ERKENCİ", göz dolduran ve en azından üç dönem üst üste başkanlık makamında kalabilici Refah Yılıdız'ı, sonunda, Türkiye'de en büyük payı aldığı gibi, yine geriye veren bir adam olup çıkıyor..
İşte; o uzun hikayenin, kalemimizin mürekkebini ve aklımızın iradesini dolduran isnadları, provası veya provokatörleriyle kapanmaya gidici son perdesi..

Gürsoy, Karayalçın ile
CHP'DEN ALTERNATİF LALE FESTİVALİ
Sincan denince akla ilk gelen faaliyet türü Lale Festivali’dir. Sincan Belediye Başkanı olur olmaz, Sosyal Demokrat Belediyeciliğin 5 yıldır oturttuğu klişeyi değiştirmek adına proğram üstüne proğram üreten, RPli Başkan Bekir Yıldız, bir gece adamlarıyla oturacak ve bu festivali kendi ruh